Gönye ve İletki

Eğer akıl, ideoloji ve dine bağımlı hale gelirse reel hayatın bütün kazanımları ya da kaybedimleri dine ve siyasete ait olgular olarak değerlendirilir.

3. sınıf ülkelerde günlük hayatta insankızının başına gelen bütün olaylar allaha atıf yapılır. Yine aynı sınıf ülkelerin başlarına gelen felaketler ve istenilen neticenin alınmaması ise rakip partinin bi oyunu, dış güçlerin ektiği nifak ya da allahın bir gazabı olarak görülmüştür. Bu konuya futbol maçları en güzel örneklerdendir. Maç sonunda kaybeden takım asla sorumlu değildir. Sorumlu ya hakemdir, ya federasyondur ya da karşı takımın oyuncularıdır. Hayatın genel anlamındaki oyununda da benzeri sorunlara kaybetme ve kazanma olarak yaklaşan insankızı şeref, haysiyet, namus, edep, sevgi, vatan, bayrak, din gibi soyut kavramları somut kavramlarla ifade etmeye kalkışınca ilkelliğin en önemli adımını atmıştır. Artık geriye ilkellikte doruk noktasına çıkmak ve nirvanaya göz kırpmak kalmıştır. Yani kısaca en kıytırık bir futbol maçında bile gayet ilkel bu tavırlar, bişeylerin sonucu olması lazımdır. Öle sabahtan akşama insanlar bu hale gelmiyor ya.

Bütünsel anlamda bu ilkel davranışlar, din ve ideoloji arıtma tesislerinin kirli atıklarını teneffüs edilen havaya karıştırması sonucu, uzun yıllar sonunda insankızının genetiğinin bozulduğunun örneklerini veriyor bana. Gelinen noktadaki uygulamaları başka bir denklemle açıklamamız mümkün görünmüyor. Sanıyorum bundan sonraki insanlık mücadelesi sağcı - solcu, iyi - kötü, kürt - türk, sünni - alevi hatta doğu - batı arasında değil, daha yaygın ve daha grift DNA genetik şifrelerinin çözümünde cereyan edecektir. Ve insanlık, bu genel çözüm için epeyce yol katetti. Ve yaklaşık 10-20 yıl içinde bu DNA şifreleri büyük ihtimalle çözülecek. Evet, her olayda olduğu gibi bu şifre çözümlemesinin de bazı yan etkileri olucaktır. Ancak bu yerden geri dönüş olmadığına göre, şifrelerin çözülmesi ister istemez herkesi birbirine daha yaklaştırıcak. Böylelikle demokratik açılım gibi konular kendiliğinden çözüme kavuşurken hiç bir kürt kendini kötü hissetmeyecek, hiç bir takımın futbolcusu da mesela diyarbakırspor maçından sonra taşlanmayacak... Mesela bundan 20 sene önce isteniyordu anadilde eğitim, kürtçe şarkıların yasaklanmaması vs. gibi istekler. Bizse yeni verdik. Şimdi de demoktarik açılım konusunu tartışamıyoruz bile. Bize 3G geldi diye ortalık yırtılırken adamlar 4G yi lanse edecekler. Bu ilginç değil mi? Bundan 10 sene önce japonyanın bant genişliği ve internet hızını bana söylettirmeyin, kendiniz bakın. Artık dünya bambaşka bir yerden bakıyor, ve biz o açıyı hala göremeyorsak, suçu abd'ye ya da batı işbirlikçilerine atamayız. Genetik kodlarımıza birisi müdahale edip ilkelliğimizi ortadan kaldırmadığı müddetçe ne gönyemiz ne de iletkimiz olacak.

Yorumlar