Ağzımda Gömü Bulundu

Bloglarda çok sık rastladığım bi durum var. Sanırım herkesin de malumudur ama bunu kısaca geçiştirip başka yazılara da fırsat vermem lazım. Hani almanyada büyüyen türk gençleri vardır, kesin dönüş yapıp gayet cigs yerlerini kitch diye göstererek sanat yaptıklarını iddia ederler. Üstelik hemen hepsinin de bir albümü vardır ve kendilerince yok satarlar. Bloglarda yazılan aşırı içsel yazılardan bu anlamda uzak kalmayı tercih ederim. İçsel konuların blogırlar tarafından işlene işlene bi çeşit "süzme" lik yarattığı da malumdur. Belki de bu yüzden blog kullanıcılarına blogır deniliyor. Yani klabır gibi kitch bi durum... Bloglardaki büyük keşmekeşliği de dikkate alırsak, ben bari içsel mezvulara teğet geçiyim diye düşünüyordum. Fakat kafamda tonlarca ağırlıklar hop hop yaparken, daha yoğun kısımlarının çene kemiğimde zor figürleri ifa etmesine dayanamadım. Hem belki yazarsam, daha çabuk iyileşirim.

Geçen hafta kendini özgür hisseden bi diş aleyisselamım, ziyadesiyle çürümüş olduğundan, artık yediğim şeyi parçalayacağına kendisi parçalanmaya başladı. Haliyle ben de her normal kullanıcının yapacağı gibi bir diş hastanesine gittim. Hani böyle saygın dişçilerin yer aldığı, konferanstan konferansa toplanan bilim adamların da olduğu bir hastane. Bekleşmeler, numaratörden fiş almalar, fişi kaydetmeler, film çektirmeler derken yaklaşık 6 saat sonra işlerimi bitirdim. En son bir dişçi, çektirdiğim röntgen filmine baktı. Ha yeri gelmişken hiç bir dişçiye dişçi demeyin çok kızıyorlar. Dişçiye diş doktoru da denilmiyor nedense. Muhtemelen küçük ünlü uyumuna cuk diye oturduğu için diş hekimi deniliyor. Neyse, diş hekimi kardeşlerimize dişçi demeyelim, dedirtmeyelim.
- Sizin ağzınızın içinde gömü var beyfendi.
- Onu ordan çıkarıp sizin bahçenize gömelim mi?
- Kimin bahçesine gömülür onu bilemem ama o gömüyü oradan çıkarmamız şart.

Diş hekimi kardeşimiz, diğer dolgu ve köprü gibi zart zurt işlerin başka bir zamanda yeri geldiğinde yapılacağını, ama bu gömüyü dilersem hemen alabileceklerini söyledi. Bende hemen alalım madem geldik, dişe dokunur bir iş yapalım demiş bulunmuşum. O an korkudan kendimde değildim sanırım. "Ancak şu formları doldurup bana getirmeniz gerekicek. Eğer bunu kabul ederseniz hemen haftaya o gömülü dişi ameliyatla alırız" dedi seksi diş hekimi.

Konuyu çok uzatmama taraftarıyım zira sağ çenemde elma büyüklüğünde bir şiş var. Ben yazdıklarımı aynı anda okuduğum için, yazarken bile çene kemiklerim oynuyor bu yüzden eğri büğrü yazıyorum. Dünyada pek çok yerde artık "sedasyon" denilen bir anestezi kulanılıyormuş. Marmara Üniversitesi'nde çalışan Dr. Özden hanım, bu alanda doktora yapanlardan. Benim bu anestezi yönteminde denek olmamı istedi. Bende gerekli formları doldurup imzaladım. Gelmişken bilime katkımız olsun anasını satiim. Allah herkesi bilim uğruna öldürüp, cennette diş hekimi hurilerden edindirsin. Cumartesi cepten arandım ve pazartesi sabahı için, apar topar hastaneye çağrıldım. Sabahın köründe gittim, hemen kafama ve ayaklarıma galoş giydirip beni ameliyathaneye aldılar. Özden hanım hazırlıklarını yaparken serap hanım da sedasyon vererek beni uçuruverdi. Ohh dünya varmış anasını satiim. Bi çeşit anlık hafıza kaybı durumu. Nasıl derler leyla gibi oldum ameliyat koltuğunda. Şöyle söyleyeyim, herşeyi anlayabiliyor ve konuşabiliyorsunuz ama kafanız bi ton. Derken özden hanım işini ciddiye aldı ve ağzımın içine orada bulunan hemen her şeyi soktu. Ben kendimden geçmiş bir halde sağımda solumda dolanan öğrecilere öpücük gönderiyorken, yaklaşık 70 dk. süren ameliyat başarıyla son bulmuş. Hiç bir şey anlamadan ağzımın içindeki gömü çıkartıldı. Artık zenginim.

Buradan, ağzın içinde gömülü duran 20'lik azı diş ameliyatı hakkında bilgi almak isteyenlere, ameliyatın nasıl geçtiğini öğrenmek isteyenlere ve sedasyon anestezinin ne menem bişi olduğunu bilmek isteyenlere çağrıda bulunmak isterim. Hiç bişi olmıyo korkmayın. Eğer mail atarsanız ufak bir meblağ karşısında bildiklerimi paylaşırım.

Yorumlar

diççide en sevdiğim an dentistlerin eğilip ağızımın içine bakarlarkenn memelerinin üzerime yapışmasıydı...öle bi paylaşiim dedim
Beni ameliyat edenler implant önlüğü giymişlerdi. bu yüzden meme namına bişi göremedim :)

sanırım doktorlar arasında en kaprisli ve en fazla zikzaklı olanları, dendistlerdir. Düşün ki mesleğin ihtişamı daha adında başlıyor. Dişçi yok, diş doktoru da yok. Diş hekimi var. Seni, dişçilere diş hekimi demeyip dentist filan diyerek onları aşşaladıın için kınıyorum dostum :p
Adsız dedi ki…
seksi diş doktoru tarafından cepten arandın demek. tam bir blogırmışsın işte.
değerli atsız kardeşim. Madem kimlik sorunun var, sana nihat demek isterim. Umarım kırılsın :) Ben blogır deilim. Blogır olanları marlanın "bilo"gundan edinebilirsin.

Diş doktoruna p.tesi gidecem ve eğer dişlerimi sorunsuz ve bembeyaz yapmazsa, msn den cep numarasını herkese dağıtacağımı söyliycem. Yerse yaşadım demektir :)
Fazladan bi yorum daha olsun da düşmanlarım çatlasın diye, gömülü diş operasyonunun sonunda neler olduğunu kısaca anlatiim:

Bi kere sedasyon anestezini kesinlikle tavsiye diyorum. Yani ben kobaylığını yaptığım için sölemiyom, lokal anesteziyi bile hissetmiyor insan. Yani ağza yapılan iğneyi kastediyorum. Koltuğa uzanıyorsunuz ve çok basit bir operasyon oluyo. En ufak bir cıs bile hissetmiyorsunuz. Benim gömü biraz inatçı olduğu için 1 saat sürdü ama normalde 30-45dk sürüyor. Operasyondan sonra seksi diş hekimi; ağrı kesici, antibiyotik ve gargara ilaçlarının yanına da 2-3 gün rapor ekleyip sizi doğru eve yolluyor. Anestezinin etkisi geçince ağız başlıyor zonklamaya. Haliyle buz tatbiki yapılsa da ağız bu, buz muz dinlemiyor ve hemen şişiyor. Ağzın şişliğine dayanamıyan boğaz da şişince birşey yiyemez oluyorsunuz. Bu arada ameliyat öncesinde zaten aç olduğunuz için mideniz kazınıyor. Derken yanaklarınız da şişiyor ve şişlik elma büyüklüğü kadar olabiliyor. 2 gün sonra bütün şişlikler iniyor ve 40 gün 40 gece bayram ilan ediliyor.
üniformalı (ki doktor, hemşire ve polis üniformalı olanları makbuldür)hatunlara hastayızdır...