"Mümkün olduğunca güneş ışığından ve temiz havadan kaçının. Günde en az 8 saat yüzünüzdeki bakteri ve mikropları yakalayın. Günlük televizyon haber propagandasını izleyin. Çocuklarınıza kaygı ve korku duygusu aşılayın. Test edilmemiş aşılar enjekte edin."
Hamdolsun bunların alayını yaptık çok şükür. "Dünya yaptı, biz neden yapmayalım diil mi efenim" gibi son derece mantıklı cevaplar verdik. Bilim üzerine bilim üreten doktorlarımızı balkonlarımızdan alkışlamaya kadar götürdük çılgınca sefilliğimizi. Cervantes'in Don Kişot'luğunu aşıp bambaşka bir yapıya evirdik. Pandemi sürecinde bakterilere savaş ilan edip onları yok etmeye dayalı bir embesilliği hayatlarımıza şiar edindik çok şükür. Zira teknoloji gelişti ama mallık baki kaldı ve dünya öyle yapıyordu efenimdi.
Hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da kim ne diyorsa onu aynen yahut kısmen uygulamaya çalıştık. Üzerinde kafa yormaya niyet dahi etmedik. Bu konulara kafa yoran 3-5 kişiyi de dışladık, tukaka ilan ettik hatta doktor diplomasını ellerinden almakla tehdit ettik. Maske takmayanı hapse atmak yetmez şehir meydanlarında yakılmasından bile bahsettik.
Ne mutlu bize ki bu günlere geldik ve bakteriyi yendik. Önümüzdeki günlerde inanıyorum ki deprem virüsünü de benzer bir şekilde yenip, önümüz açık ufkumuz geniş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz.
Yorumlar